Yıllarca mücadele ettik; “Yerli aşı üretim merkezlerimize kıymayın” dedik. Kavgamız Manisa Tavuk Hastalıkları Araştırma Merkezi ve Kanatlı Aşısı Üretim Tesisleri kapatılırken başlamıştı. Bizler “yerli aşı, milli aşı” derken kulağını tıkayanların kafaları Coronovirüs salgını döneminde duvara toslayınca bizleri az da olsa anlamaya başladılar. O dönemde de yerli aşı üretim çalışmalarının en önemli bölümü Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerimizde, yetkin personel ve teknik donanım altyapıları kullanılarak yürütüldü. Çünkü, her türlü gafletle yok edilmeye gayret edilen yerli aşı üretim merkezlerimizden kazınıp yok edilemeyen, hala teknik donanım ve personel yeterliliği anlamında işe yarar merkezler, bahse konu Veteriner Araştırma kurumlarımızda kalmıştı.
Son gurur tablomuz da yine buradan geldi. Ülkemizde son dönemlerde nükseden Şap hastalığının yeni bir serotipine karşı en zor ve çetin şartlarda, zamanla yarışarak, 37 günde yeni bir aşı üreten Ankara Şap Enstitüsü’nün başta idaresi, Bakanlık ilgili üst düzey yöneticileri, tüm kurum çalışanlarına, emekleri ve gayretleri için sonsuz teşekkürlerimizi arz ederiz.
Ayrıca Şap ve diğer hayvan hastalıklarının mücadelesinde zaman mefhumu gütmeden, canını dişine takan ve alanda hizmet yürüten tüm Veteriner Sağlık sınıfı mesai arkadaşlarımıza şükranlarımızı arz ederiz.
Emeğinizin dikkate alındığı, karşılık bulduğu günleri görmek umudu ile her birinize ayrı ayrı minnet ve saygılarımızı sunarım.
Ahmet Demirci
Türk Tarım Orman Sen
Genel Başkanı
